fbpx
Uzman Psikolog Merve Camuzcu Sağlıklı Yaşam Akademisi'ne konuk oldu

Uzman Psikolog Merve Camuzcu Duygusal Açlık ve Duygusal Beslenmeyi anlattı

by omerkarakas006@gmail.com
A+A-
Reset

Sağlıklı Yaşam Akademisi‘nde yine dopdolu bir haftayı geride bıraktık. Akademinin bu haftaki konuğu Sağcan Psikoloji‘den Klinik / Uzman Psikolog Merve Camuzcu idi.

Ankara Yenimahalle Wings ofisten eski komşum, ebedi dostum Merve hanım bize duygusal açlık ve duygusal beslenme konularında ufuk açıcı bilgiler aktardı.

Duygusal Açlık, Duygusal Beslenme nedir?

Bazen gerçekten aç olup olmadığımızı bile anlamadan elimiz bir paket çikolataya, bir tabak makarnaya ya da çıtır çıtır atıştırmalıklara gidebilir. İşte burada “duygusal açlık” devreye girer. Duygusal açlık, fiziksel açlıktan farklı olarak bedenimizin değil, ruhumuzun doyurulmak istemesidir. Canımız sıkıldığında, stresli olduğumuzda, üzüldüğümüzde ya da tam tersi çok mutlu olduğumuzda yemek yeme isteğimiz artabilir. Çünkü yemek, sadece fiziksel bir ihtiyaç değil; aynı zamanda rahatlatıcı, keyif verici ve bazen de bir kaçış yolu olarak görülür.

Duygusal beslenme ise duygularımızı yatıştırmak ya da yönetmek için yiyeceklere yönelmemizdir. Stresli bir günün sonunda bir dilim çikolatalı kek yemek ya da yoğun geçen bir haftadan sonra kendimizi abur cuburla ödüllendirmek gibi… Ancak burada önemli olan nokta şu: Duygularımızı sadece yiyeceklerle yönetmeye başladığımızda, yemek geçici bir çözüm sunar ama duygusal ihtiyacımız hâlâ orada durur.

Peki, ne yapabiliriz? Öncelikle gerçek açlık ile duygusal açlığı ayırt etmeyi öğrenmek çok önemli. Gerçek açlık yavaş yavaş gelir, herhangi bir yiyecekle doyabiliriz ve yemek sonrası tatmin hissi yaşarız. Duygusal açlık ise aniden ortaya çıkar, genellikle belli bir yiyeceğe karşı yoğun bir istekle gelir (örneğin, sadece çikolata ya da pizza yemek istemek gibi) ve yemek sonrası bile hala huzursuz hissedebiliriz.

Duygusal açlığı fark ettiğimizde, kendimize şunu sorabiliriz: Gerçekten aç mıyım, yoksa bir duygumu mu doyurmaya çalışıyorum? Eğer cevabımız ikinciyse, belki de duygularımızı başka yollarla yönetmeye yönelmeliyiz. Günlük tutmak, yürüyüşe çıkmak, sevdiğimiz bir arkadaşımızla sohbet etmek ya da meditasyon yapmak gibi alternatifler hem zihinsel hem de fiziksel olarak daha iyi hissetmemizi sağlayabilir.

Sağcan Psikoloji'den Klinik / Uzman Psikolog Merve Camuzcu

Unutmayalım ki yemek, hayatımızın keyifli ve doğal bir parçası. Önemli olan onu bir kaçış noktası değil, gerçek bir ihtiyaç ve keyif kaynağı olarak görebilmek. Kendimize şefkatle yaklaşıp, bedenimizin ve ruhumuzun neye ihtiyacı olduğunu fark ettiğimizde, yeme ile olan ilişkimizi daha sağlıklı bir hale getirebiliriz. 💛✨

You may also like

Bir yorum yazın